top of page

Engels-Kautsky Yazışmaları Üzerine (Paul Mattick Sr., 1937)



Kautsky’nin Engels ile ilişkisi 1881’de başladı. Açıklama olarak, Kautsky, mektup koleksiyonundan önce kendi gelişiminin, Engels'in Kautsky üzerine ettiği büyük tesiri gösteren kısa bir taslağını veriyor. Yazışmanın kendisi buna pek katkıda bulunamıyor. Çok az teorik konu içeriyor. Daha ziyade Sosyal-Demokrat Parti'nin tarihine ışık tutuyor. Kautsky, halefi olacağı Marks ve Engels'e, tipik sosyal demokrat ve yontulmamış bir tarzda "Büyük Ustalar", "Olimposlu" ve "Gök gürültüsü Tanrısı" vb. şeklinde hitapta bulunuyor. İlk görüşmelerinden kısa bir süre sonra kendini Engels'le baş başa bulur. Kısa süre sonra Usta ile bira içer. Kautsky, "Marx'ın onu Goethe'nin genç meslektaşı Heine'yi kabul ederkenki gibi soğuk karşılamadığından" son derece onur duyar. Çırak, ustayı onurlandırır, zira kendisinde geleceğin ustasını görür. Engels'in, bu mektuplarda sunulduğu şekliyle, zamanın siyasi sorunlarına ilişkin görüşleri, daha sonraki olgusal gelişmelerle sıkça, ciddi miktarda çelişmektedir; yine de bunlar politik ateş için çıra olarak kullanılacaklardır. Örneğin, milliyetçi bağımsızlık hareketi sorununa ilişkin fikirleri, Leninist milliyetçi politikanın çok gerisinde kalmamakta, ve bugün de bir o kadar savunulamaz halde. Bunun bugün - ya da Engels'in zamanında – anlamı ne olabilir: “Bugün büyük bir halkın ulusal bağımsızlıktan yoksun olduğu sürece iç sorunlarını ciddi bir şekilde tartışması tarihsel olarak imkansızdır... İrlandalılar ve Polonyalılar milliyetçi olduklarında en enternasyonalisttirler" (2:7:82). Bu milliyetçiliğin çağdaş toplumun genel gelişimine katkıda bulunduğu doğruysa, geçmişte ve bugün gerici bir unsur oluşturduğu da bir o kadar doğrudur. Milliyetçi hareketin bu çifte önemi, Engels'in tek yanlı hükmünün dışında bulur kendisini. 1883'ten itibaren, diye yazıyor Kautsky, Engels onu ve Bernstein'ı "Marxçı teorinin güvenilir temsilcileri" olarak görüyordu ve Kautsky böylece "Marx'ın araştırmalarının ve düşüncelerinin bilimsel sonuçlarının devamı"na hayatını adadı”. İlk başta, mevcut “parti aptallığı”na eleştirel yaklaşıyordu ve Engels'e yazdığı bir mektupta (5:29:84) partinin durumunu şu şekilde tarif etmişti:

“Partideki hemen hemen tüm entelektüellerin... sömürgeler için, ulusal fikriyat için, Töton antikitesinin yeniden dirilişi için, hükümete güven için, 'adalet'in iktidarının sınıf mücadelesinin yerini alması için feryat etmeleri pek karakteristiktir ve bu tarihin materyalist yorumundan kararlıca kaçınılmasını ifade eder - Marksist dogma, diyorlar adına... Çoğu, öğrenilmiş muğlaklıklarında pek seçkindirler.”

Bu nevi bir insani malzeme tabii ki 1914-1918’deki ihanetten suçlu olamazdı. Olsa olsa, kendine sadık kalmıştı. Ve eski eleştirmenini de yutmuştu. Bu erken yozlaşmanın tarihi temeli, Engels'in Kautsky'e yazdığı gibi (11:8:84), şuydu: “kapitalizmin gelişimi, devrimci karşı baskıdan daha güçlü olduğunu kanıtladı. Kapitalist üretime karşı yeni bir yükseliş, İngiltere'nin dünya pazarındaki hakimiyetini kaybetmesi, Fransa'da ani bir devrimci fırsat doğması cinsinden şiddetli bir şoka ihtiyaç duyuyordu.”


Bu arada reformistler kendi aralarında yarıştılar ve Engels diğer reel-politikçilerin çok gerisinde kaldı. Bir usta olarak sahip olduğu tüm ayrıcalıklara rağmen, Gotha Programının Eleştirisi'nin yayınlanmasından yine de şikâyet etti (2:23:91): “Aslında Alman sosyalist biliminin, Bismarckçı Sosyalist yasalarından kurtulduktan sonra kendi sosyalist yasalarını Sosyal Demokrat Parti yetkilileri tarafından formüle edildikleri şekilde ortaya koyması parlak bir düşüncedir.”

Engels'in günün sorunları üzerine Kautsky'e yazdığı birçok mektup, Engels'in bizzat kendisindeki güçlü reformist eğilimlere işaret eder. Parti örgütünü koruma ve güçlendirme konusundaki ilgisi, genel grev hakkındaki görüşünün de gösterdiği gibi, zaman zaman onu ihtiyatlı olmayı salık vermeye itti. Engels'i rassal açıklamalara dayanarak değerlendirmek haksızlık olarak görülebilir, ancak Engels'in Kautsky'nin çalışmasından, onun “şiddet politikasına karşı Demokratik ülkelerde proleter mücadelenin demokratik yöntemini” geliştirdiği ölçüde sevinç duyduğunu vurgulamak önemlidir, ki Kautsky “o zaman da bugün savunduğu[m] politikanın aynısını savundu[m]” (366. sayfa).


[A.K.'nın notu: Yukarıdaki yazı ilk olarak International Review, dergisinin Şubat 1937 sayısında yayınlanmıştır. Çeviriye kaynak olan metin için: https://www.marxists.org/archive/mattick-paul/1937/kautsky-engels-letters.htm]

bottom of page